POLİTİKA TOPLUM 

ŞİRKET ÇIKARLARI BEKÇİSİ GAZETECİLİK

Habertürk TV’de ‘Haber Analiz’ programını izliyordum. Program boyunca orman yangınlarıyla ilgili gelişmeler aktarıldı, uzmanların görüşleri alındı. Sonra da ormanların korunması için herkesin iş birliği yapması gerektiği vurgulandı.

Habertürk TV ekranında orman yangınlarının anlatıldığı sırada Akbelen ormanında ağaç katliamı devam ediyordu. İkizköylüler ve onlara destek için gelenler, ağaçları korumak için üç gündür direniyorlardı. İktidarın gözdesi Limak ve İçtaş holdinglerinin kurduğu YK Enerji, jandarma koruması eşliğinde ormanı ağaçsızlaştırıyor, maden sahasına dönüştürüyordu. Köylülere geçit vermeyen jandarma, biber gazıyla, tazyikli suyla müdahale ediyordu eylemcilere. Engellediği gazetecilerden Kazım Kızıl’ın doğrudan gözlerine biber gazı sıkıyordu.

Bekledim ki orman yangınlarına karşı duyarlılık çağrısı yapan Habertürk TV, Akbelen ormanına sahip çıkan köylülerden de bahsetsin! Ama iki saat kadar süren programda Akbelen’deki ağaç katliamına hiç değinilmedi. Akşam ana haber bültenini de izledim; yasaksavar gibi 32 saniyelik ‘Akbelen’de protesto: 2 gözaltı’ haberi yayınlandı.

Sonra iktidar yanlısı internet sitelerine ve gazetelere baktım; Hürriyet’inden Milliyet’ine, Sabah’ından Yeni Şafak’ına kadar hiçbirinde Akbelen ormanındaki ağaç katliamından eser yoktu. Onlar da orman yangınlarına ağıt diziyorlardı ama Akbelen ormanının bir şirketin çıkarları için yok edilmesini görmezden geliyorlardı. Ülke doğasının ve ağaçlarının korunmasını umursamıyorlar; ağaçların kesilmesine dolaylı biçimde destek veriyorlardı.

Köylülerin eylemlerinin sonraki günlerinde de iktidar medyası bir yandan orman yangınlarına ağıtlar dizip öbür yandan Akbelen ormanının yok edilmesini görmezden gelmeyi sürdürdü. Sadece Milliyet’te Zafer Şahin yazdı, Aydınlık ve Hürriyet’te birer haber çıktı; onlar da şirketin haklı olduğunu anlatma gayretiyle kaleme alınmıştı.

Nihayet beşinci gün iktidar medyası, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu oraya gidince harekete geçti. Fakat bu kez de CHP’liler Ali Mahir Başarır ve Mahmut Tanal’ın eylemcileri azarlamasını, Mustafa Sarıgül’ün bir kadını kolundan çekiştirmesini öne çıkardılar. Gazetecilerin gözüne biber gazı sıkılmasını, kameralarının kırılmasını yok saydılar. Dahası şirketin açıklamaları üzerinden ormandaki ağaçların kesilmesini savundular ve sonraki günlerde de yayınlarına bu minval üzere devam ettiler.

İktidar medyasındaki “orman” çifte standardının başka bir kanıtı da Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünün hazırladığı “kamu spotları”. Yazın ilk günlerinden beri TV’lerde yayınlanan bu spotlarda vatandaşlar uyarılıyor, “Mücadelemize sen de destek ol” çağrısında bulunuluyor!

Ahmet Kaya’nın “Bu ne yaman çelişki, anne!” dediği gibi bir durum… Devlet bir yandan vatandaşı ormanlara sahip çıkmaya çağırıyor, iktidar medyası bu çağrıları yayınlıyor ama öte yandan ormanlara sahip çıkmaya çalışan vatandaşlar engelleniyor; medyası da destek veriyor.

Ormanları katleden şirketlerle bu şirketlerin bekçiliğini yapan gazetecilik el ele…

Bu yazıya yorum yapamıyorsanızlütfen Facebook hesabınıza giriş yapınız
Paylaş:

Benzer yazılar